o kadar uzun süredir, oturup düşünmeye, orada burada gezmeye, sohbet etmeye vakit bulamıyorum ki, giderek daha çok robotlaştığımı hissediyorum.
ama tabi bu sürecin bana öğrettiklerine dair saatlerce ahkam kesebilirim, işte hegel okuyoruz ya, o da diyor ya: yanlış diye birşey yoktur. neyse ki bu dönemin temalarından biri "nietzsche" olarak belirlendi. yani artık başka tellerden çalacağız.
kendimden o kadar çok sıkıldım ki, bu cümlenin kendisi bile içimi bayıyor. ben ve ben ile alakalı her şey -görünen diyemiyorum, hegel elimi dilimi bağladı- manasız, kof vs... tüm hikayelerin "ben" ile kurduğu ilişki üzerinden anlamlandırılması da bir patoloji galiba. keşke kendimde keşfettiğim tek patoljik hal bu olsa. bazı günler nefes alıp vermek dahil olmak üzere her tür yaşam belirtisi midemi bulandırıyor. ama uyuyor olmayı çok seviyorum.
hiç hissetmediğim kadar sıkıcı hissediyorum...