Çarşamba, Ekim 24, 2007

sesin hafifliği


bir ay kadar önce bu sayfadan, müzik istiyorum kardeşim konulu serzenişte bulunmuştum. hiç de haberdar değildim burnumun dibindeki dostların çabalarından. bana göre mükemmel zamanlama ile karşıma çıktılar. teşekkür ederim, ellerinize, emeğinize, dilinize, yüreğinize sağlık. ben çok konuşmayacağım sözü onlara bırakıyorum.

I
Bizim için İkibinaltı yılının Kasım ayında başlayan ve İkibinyedi yılının Haziran ayında tamamlanan bu sekiz aylık süre, albüm fikrini geliştirmeye başladığımız, kayıtlar alıp
heyecanlandığımız ve en nihayetinde umudumuzu kesip albümün hiç bitmeyeceğini
düşündüğümüz bir dönem oldu. Hiçbirimizin profesyonel müzisyen olmadığı ama hepimizin
ucundan kıyısından müzikle ilgilendiği "bir grup insan" olarak bu süreçte yapmaya çalıştığımız şeyin aslında, "albüm" denen metanın tanımını değiştirmeye çalışmak olduğunu fark ettik.

En başta, ortada bir "müzik grubu" olmadan, "beste denemeleri" yapmadan albüm
yapılabileceğini varsaydık. Türkü-barlarda sahne almadan da ortaya bir ürün koyma cesaretinin gösterilebileceğini düşündük. Prodüktörlere görücü demosu da hazırlamadık.

Ama bir albüm yaptık. Söylemeyi sevdiğimiz ve içimizden geldiği gibi söylediğimiz parçaların
kayıtlarından oluşan bir derleme...

Stüdyoda doldurulmamış olması, parasız yayınlanması, çoğu kayıtta çalgı eşliğinin
olmaması bizim için onun albüm olmamasını gerektirmiyor. Bilakis, işte tam da bunu
amaçladığımızdan bir albüm yapmış olduğumuzu düşünüyoruz.

II
Kayıtları amatör ortamlarda yaptık ve basit bir ev bilgisayarı aracılığı ile birleştirdik. Söyleyenlerin içlerinden geldiği gibi, mekanik bir diziye sıkışmadan söyleyebilmelerine sağlamak için metronomu ve kanal kayıt tekniğini kullanmadık. Böylece belki de müziğin olmazsa olmazı olan ama piyasa müziklerinde göremediğimiz aritmik yorumlar çıkabildi ortaya.

Duru insan sesleri ile birlikte gündelik hayatımızda karşımıza çıkan sesleri de derledik.
Hayatımızda maruz kaldığımız seslerin insan avazı ile birlikte toplumsallığımızı tamamladığını vurgulamak istedik.

III
Özetle, bu albüm ile, zaten bizim olması gerektiğini düşündüğümüz iki şeyi: sesimizi ve
toplumsallığımızı, piyasanın elinden kurtarıp kendimize döndürmeye çalıştık.

Yaşasın Tony Gatlif (filimleri bize, kayıt fikrini verdiği için), yaşasın Kardeş Türküler (halkların
müziğini sola taşıdığı için), yaşasın dijital teknoloji, paylaşım programları (topluma ait olanı
tekrar topluma kavuşturdukları için). Bunların yanında demeğe gerek yok ki zaten kahrolur kapitalizm.

Ses hafiftir, herkes havalandırabilmeli onu.

Sesin Hafifliği

Hiç yorum yok: