113. kez pc başında olanı biteni özetleme gayesiyle oturuyorum. yine mutsuzum, yine sinirlerim bozuk. üstelik aynı cümleleri daha ne kadar kurabileceğimi ben de kestiremiyorum. z. hoca ile geçen akşam ders sonrası yaptığımız sohbette dile gelenler, olabildiğince ağırdı. spinoza'nın penceresinden dünyaya bakmak hakkaten zor.
kardeşim ile bile iletişim kurmanın imkanları azalırken, ne için ne adına nasıl hala yaşamın sürdüğünü anlamakta güçlük çekiyorum. anlamıyorum. çok iş çok yol yenecek bir fırın ekmek var ortada, üstelik bayat. bu hafta sonu vaktimi hiç de inanmadığım hiçbir sonuç alacağımı düşünmediğim şeyler için çabalayarak geçirdim. ve sonuç yine sıfır. sıfıra sıfır elde var sıfır.
antik yunan'da sıfır yokmuş, bilinmiyormuş. bunu yeni öğrendim. oldukça etkileyici geldi bana. her ne kadar kadınlar ve köleler dışlansa da (işin aslı bu her ne kadar ile başlayan cümle kendisinden sonra söylenenleri yalanlıyor farkındayım, işte insan denen tür bu kadar acınacak durumda) tarih boyunca kamusallık fikrinin en yoğun ifadesini bulduğu bir dönemde sıfırın olmayışı ilginç, güzel. antik yunan kenti üzerine bir kaç paragraf yazmam gerekiyormuş, öyle buyurdu hoca. bunları yazsam mı? olabilir.
ben gideyim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder