Bir adam varmış. Adam’ın bir bahçesi, bir de Köpeği varmış.
Adamın bahçesinde bir havuz, havuzda balıklar ve ağaçlar, çiçekler varmış.
Bir gün, bir Güvercin konmuş adamın bahçesine.
Adam, Güvercin’i görmüş, güvercin de Adam’ı görmüş.
Güvercin, balıkları, güzel çiçekleri ve çeşit çeşit meyve veren ağaçları da görmüş ve çok sevmiş bu bahçeyi.
Adam, Güvercin için önce hiçbir şey hissetmemiş. “Bir güvercin işte” demiş.
Ama bir süre sonra, Güvercin’in “cik cik” diye öttüğünü duymuş.
Adam, kulaklarına inanamamış bunu duyunca. Çünkü Adam’ın bahçesinde her şey sessizmiş. Balıklar sessizmiş, çiçekler sessizmiş, ağaçlar sessizmiş.
Bu bahçede bir tek Adam konuşurmuş. Köpeğe gelince o da sessizmiş çünkü o sahibinin kendisinden başka hiç kimsenin konuşmasından hoşlanmadığını biliyormuş. Köpekler, sahiplerini severler ve onlara çok sadıktırlar.
İşte bu Köpek de sahibini çok seviyormuş, ona çok sadıkmış, o neyi severse o da onu sever, o neye kızarsa o da ona kızarmış.
Ha ne diyorduk? İşte Adam, Güvercin’in “cik cik” diye öttüğünü, bir daha, bir daha öttüğünü duyunca çok sinirlenmiş.
“Nasıl olur da benim bahçemde biri benim dilimden başka bir dilde bir şeyler söyleyebilir?” demiş.
O andan itibaren de Güvercin’i bahçesinden kovmak için elinden gelen her şeyi yapmaya başlamış.
Ama Güvercin bahçeyi çok sevmiş bir kere ve gitmeye de hiç niyeti yokmuş doğrusu buradan.
Adam, Güvercin’i kovamayınca onu cezalandırmaya karar vermiş ve bir gece Güvercin uyurken yavaş yavaş yaklaşmış, bir çarşaf atıp üstüne onu yakalamış. Zavallı Güvercincik derin uykusundan uyandığında kendini Adam’ın ellerinde buluvermiş.
Çok kızgın olan Adam, onun iki kanadını da “çıt” diye kökünden kırmış ve “hadi bakalım öt şimdi de görelim cik cik diye” demiş.
Kopek de büyük bir sadakatle Adam’ın yanı başında durmuş, efendisini seyrediyormuş. Adam kızdığı için, niye kızdığını pek de anlamadığı halde o da kızmışmış Güvercin’e.
Zavallı Güvercincik kırık kanatlarının acısıyla tam cik demiş dememiş ki, Köpek bir hamlede atılıp onun incecik boynunu ısırıvermiş.
O günden sonra güvercinler insanların bahçelerine hiç konmamışlar Asya’cık. Onlar hep büyük kubbelerin önündeki ve büyük çınarların altındaki meydanlarda-o da toplu olarak gezmişler… Çünkü ne olur ne olmazmış Asya’cık.
Not: Adam’ın adı Talat, Güvercin’inki Hrant’mış. Köpeğin adı masallarda olur ama tarihte olmazmış.
Sena Adalı "
Bu masalı gadjo'nun blogundan aldım: http://sinerama.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder