" eskiden, çok eskiden, asla geri gelmeyecek altın çağda, sonsuzluk henüz çarpıp durmamışken zamana, ışık vardı. söz vardı. (tamam haksızlık etmişim. aslı erdoğan yukarıda anlatmaya çalıştığımı görmüş.) sözün geldiği yürek. toprak ve suret. ama hiçbiri yetmedi insanların dünyasının filizlenmesine. parçalamayı öğrendi tanrılar. ilk cinayet işlendi, kardeş kardeşi öldürdü. kan suya karıştı, ışık çığlığa... daha doğmamış olan, sonsuza dek ayrıldı ölenden, söz koptu yürekten, suret unuttu yüzü. kırmızı bir perde gibi gerildi kan, ölümle yaşam arasına... bunun içindir ki, hep eksik hep tamamlanmamış kalacak hayatımız ve her gün yeniden yaratacağız kendimizi, kanla düşlerin evliliğinden. "
Cumartesi, Aralık 20, 2008
aslı erdoğan'dan devamla....
" eskiden, çok eskiden, asla geri gelmeyecek altın çağda, sonsuzluk henüz çarpıp durmamışken zamana, ışık vardı. söz vardı. (tamam haksızlık etmişim. aslı erdoğan yukarıda anlatmaya çalıştığımı görmüş.) sözün geldiği yürek. toprak ve suret. ama hiçbiri yetmedi insanların dünyasının filizlenmesine. parçalamayı öğrendi tanrılar. ilk cinayet işlendi, kardeş kardeşi öldürdü. kan suya karıştı, ışık çığlığa... daha doğmamış olan, sonsuza dek ayrıldı ölenden, söz koptu yürekten, suret unuttu yüzü. kırmızı bir perde gibi gerildi kan, ölümle yaşam arasına... bunun içindir ki, hep eksik hep tamamlanmamış kalacak hayatımız ve her gün yeniden yaratacağız kendimizi, kanla düşlerin evliliğinden. "
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder