Pazar, Kasım 02, 2008

iki dost mu

yıldırım türker, dün benjamin brecht dostluğu üzerine birşeyler yazmış, ben onun kadar emin değilim dostluk konusunda. ne de olsa, adornosundan brechtine herkes kaçabilmenin yolunu bulmuşken, benjamin gestapo eline düşmektense intihar etmeyi yeğlemek zorunda kalmıştı. brecht schmitt mektupları adorno tarafından sansürlenmişti. ne var ki evet dosttular da. yani oralarda o zamanlarda var olsaydık da karar vermesi güç bir konu bu. ya da zaten kimin dost olup olmadığına karar vermek bile komik bir şey. geçen hafta ünal nalbantoğlu'nun kant üzerine verdiği derste dediği gibi, dilimiz ne kadar mülkiyet hukukunun dili. şimdi fark ettim ki o ders üzerine bir şey yazmamışım, keşke o gün yazsaydım ama galiba blogspot erişime kapalıydı. neyse efendim konuyu dağıtmadan yıldırım türker'in hatırlattığı şiiri buraya kopyalayalım. keza bunun için yazıldı bunlar.

oysa benjamin yalnız öldü...

Brecht’in ‘Bizden Sonra Doğanlara’ şiirinden iki bölümle başlayalım bugüne.
I

Gerçekten karanlık bir çağdır yaşadığım!
Ahmaktır hilesiz söz. Düz bir alın
Vurdumduymazlığa işaret. Gülen
Kötü haberi almamış henüz.

Nasıl bir çağdır bu,
Ağaçlardan bahsetmenin neredeyse suç sayıldığı
Birçok alçaklığa suskun kalışı içerdiğinden.
Yolu kaygısızca karşı karşıya geçen
Ulaşılmazdır artık herhalde
Zorda kalan arkadaşları için.

Doğrudur: geçimimi sağlamaktayım hâlâ
Fakat inanın: bu sadece bir tesadüftür.
Yaptıklarım
Arasında hiçbir şey hak vermiyor karnımı doyurmaya.
Tesadüfen ayaktayım. ( Şansım ters giderse mahvoldum.)

Diyorlar ki: ye ve iç sen! Sevin, neyin varsa!
Fakat nasıl yiyip içeyim ki, yediğim
Bir açın ellerinden kaptığım lokmaysa, bir
Susuzun sorduğu bardak suysa içtiğim?
Ve yine de yiyip içiyorum ben!

Ben de bir bilge olmak isterdim.
Yazıyor eski kitaplar bilgelik nedir:
Dünya kavgalarına uzak durmak ve o kısa zamanı
Korkusuz geçirmek
Şiddete başvurmadan hem
Kötülüğe iyilikle karşılık vermek
Düşlerini gerçekleştirmek değil, unutmak
Bilgelik olarak kabul ediliyor.
Tüm bunları yapamıyorum:
Gerçekten karanlık bir çağdır yaşadığım!

II

Battığımız dalgalardan
Yükselecek olan sizler
Zaaflarımızdan söz ederken
Unutmayın
Karanlık çağı da
Sizlerin kurtulmuş olduğu.

Yürüdük ya, pabuçlardan çok ülke değiştirerek
Sınıf savaşlarının ortasında, çaresiz
Haksızlığın olup öfkenin olmadığı yerde.

Biliyoruz halbuki:
Aşağılıklara duyulan nefret de
Bozar şeklini yüzün.
Kısar sesi haksızlık karşısındaki
Öfke de. Ah, güleryüzlülüğe
Ortam hazırlamak istemiş bizler
Güleryüzlü olamadık kendimiz.

Sizler fakat, geldiğinde vakit
İnsan insanın yardımcısı olduğu
Zaman.
Hatırlayın
Hoşgörüyle bizi.

Hiç yorum yok: