Salı, Kasım 27, 2007

...

kar yağacakmış bu yakınlarda. sabah tvde öyle dediler. dolicim bak yağarsa ikimize de iyi gelir. biraz böyle temizlik duygusu falan kaplar içimizi. sonra dışarı çıkarız, ankara'nın çamurlu sokaklarının bu duyguyu anında yok eder. sonra belki ufacık bir kar tümseği bulursak, caddelerin sokakların, arabaların izin verdiği kadar kartopu falan oynarız. iyi gelir yani kar yağsın.

dolicim...

Pazar, Kasım 25, 2007

gönderi no: 113

113. kez pc başında olanı biteni özetleme gayesiyle oturuyorum. yine mutsuzum, yine sinirlerim bozuk. üstelik aynı cümleleri daha ne kadar kurabileceğimi ben de kestiremiyorum. z. hoca ile geçen akşam ders sonrası yaptığımız sohbette dile gelenler, olabildiğince ağırdı. spinoza'nın penceresinden dünyaya bakmak hakkaten zor.

kardeşim ile bile iletişim kurmanın imkanları azalırken, ne için ne adına nasıl hala yaşamın sürdüğünü anlamakta güçlük çekiyorum. anlamıyorum. çok iş çok yol yenecek bir fırın ekmek var ortada, üstelik bayat. bu hafta sonu vaktimi hiç de inanmadığım hiçbir sonuç alacağımı düşünmediğim şeyler için çabalayarak geçirdim. ve sonuç yine sıfır. sıfıra sıfır elde var sıfır.

antik yunan'da sıfır yokmuş, bilinmiyormuş. bunu yeni öğrendim. oldukça etkileyici geldi bana. her ne kadar kadınlar ve köleler dışlansa da (işin aslı bu her ne kadar ile başlayan cümle kendisinden sonra söylenenleri yalanlıyor farkındayım, işte insan denen tür bu kadar acınacak durumda) tarih boyunca kamusallık fikrinin en yoğun ifadesini bulduğu bir dönemde sıfırın olmayışı ilginç, güzel. antik yunan kenti üzerine bir kaç paragraf yazmam gerekiyormuş, öyle buyurdu hoca. bunları yazsam mı? olabilir.

ben gideyim...

Çarşamba, Kasım 21, 2007

son haberler...

geçen gün h. ile birlikte bugüne kadar buraya yazıp çizdiklerimi okuduk. sonra hep mutsuz olmanın ne kadar yorucu olduğundan dem vurduk, ukalalık yaptık. ve son dönemde yazdığım herşeyin uzun süredir yazamıyorum cümlesi ile başladığını fark ettik. neyse efenim uzun süredir yazamıyoruz. malum yeni bir arş.gör. sınavı gündemimize girdi. sınav bugündü. üç adet doktora tezi konusu olabilecek nitelikte soru ile karşılaştım ve verilen süre üç saatti. yani bir arş. gör. adayından beklenenin 1 saatte doktora tezi yazabilme kapasitesi olduğunu öğrendik.

şimdi sınav taze nolur nolmaz beceremezsek, mülakata çağırmazlarsa bahanemiz cebimizde olsun, ki kendimize saldırıp yıpratmayalım. değil mi mirim? tabi.

ya kendimce br şeyler yazdım bakalım nasıl sonuçlanacak? buraya not düşmek anlamlı geldi son bir senedir yazdıklarımı okuyunca....

yani bir zamanlar yazdığım gibi kayıt tutlacak yaşananlar unutulmayacak. :)

Salı, Kasım 06, 2007

haberler haberler haberler...



önce kişisel olanlar: bizim okulda kadro açıldı, kardeş bölümde. sınav 21.11.2007 çalışmak lazım. ayrıca almanya'da doktora bursuna başvuruyorum... evet evet yine böyle bir radikal kararlar alma noktasına geldim. üstelik dün de bu ay maaşıma zam yapılacağı müjdelenmişti. :) ben hep derim biraz şanslı olsam hiç doğmazdım diye...

gelelim toplumsala: nükleer yasa yeniden meclis gündeminde göz göre göre memleketi yok etme konusunda kararlılar. karadenizde milyonlar çernobil sonrası kanser ile başbaşayken... hepimizin malumu devamını yazmaya gerek yok. bir kez daha 50-60 kişi bağıracağız nükleere hayır diye, onlar yapacaklar...

maskeleri mi hazırlasak?

Pazar, Kasım 04, 2007

2+2=açlık


uzun süredir doğru düzgün yazamıyorum bugünkü de kısa olacak. yukarıdaki başlık dünkü mitingde birilerinin elinde dövizdi, pek beğendim. dün anladım ki karamsarlıkta çevremdeki pek çok kişiyi aşmışım. kimle konuştuysam böyle bir kalabalık bekliyormuş. ama ben epey şaşkındım, beklemiyordum.

mitingten sonra kuaföre gittim, orada çalışan çocuklar mitinge gidenlere küfrediyorlardı. o kadar üzüldüm ki. biraz anlatmayı denedim, tartışmaya çalıştım, çokça yoruldum. sonuç olarak işimizin epey güç olduğunu düşündüm. ve bir yanıyla toplumsal aydınlanma diye sıkça ileri sürülen hedefi daha bir iyi kavradım sanki. bilmiyorum, hakkaten çok zor.

bu sabah da anne ve baba ile ufak bir didişme yaşadım dtp üzerinden... offff o kadar zor geliyor ki en yakınlarının ağzından o lafları duymak. halbuki 2+2=açlık....

Perşembe, Kasım 01, 2007

uzaklara giden bir arkadaştan






almanya'ya giden arkadaşımın yurduna film çekimi için gelmişler, o da bunları yazmış. :)

harika...