Salı, Haziran 10, 2008

bugüne düşülmesi gereken not

bugün 30 yaşımda, son dersimden çıktım. üstelik tuhaf, absürd bir tesadüf: ilk dersim ile son dersimin hocaları aynıydı. :)

yetişkin olmama, olmak istememe, mücadelesinde bir kaleyi daha yitirdim. bundan sonrası artık, haftanın her günü iş denilen sinir bozucu şeyin içinde debelenmekle geçecek. tüm bunların ötesinde bir daha derste kendinden geçen a. hoca'nın söylediklerinin büyüsüne bırakamayacağım kendimi, z. hoca'nın çalışkanlığına, dürüstlüğüne gıpta edemeyeceğim, m.a. hoca'nın karizmasından uzağım artık, öbür a. hoca'nın kaprislerinden de, f. hoca ile tuhaf gerilim üzerine bir ilişkim olamayacak, ya da hoca milleti de konulu serzenişlerim olamayacak. akademik dünyanın sahtekarlığı üzerine, bu kadar içeriden, doğrudan mağduru olarak konuşamayacağım.

bugün 30 yaşımda, son dersimden çıktım. a. hoca ve onun bütün saldırganlığı ile başladığım bu mekanda, a. hoca ve onun saldırganlığı ile karışmış sevecenliği ile veda ettim.

bugün 30 yaşımda, son dersimden çıktım. hala herhangi bir şeyi kavradığıma ilişkin şüphelerim var, hala kafam karışık, hala anlamak ve anlatmak ile ilgili sorularım var.

tuhaf mıdır bilmem ama, böyle zamanlarda insan kadim dostlarına sığınırmış onu gördüm bir de, eve girmeden önce dolimi aradım. dedim ki bugün 30 yaşımda, son dersimden çıktım.

ne zaman salya sümük duygusallığımdan vazgeçeceğime ilişkin bir fikrim yok üstelik.