Pazar, Şubat 01, 2009

şöyle böyle


nasılsın sorusuna bu aralar verdiğimiz yanıtlar epey eski zamanları andırıyor. before sunset filminde (gerçi ben o ikisini hep karıştırırım. hangisi ilkiydi, hangisi ikincisiydi bilemem. burada kast edilen ikincisidir) esas oğlan esas kıza der ki: insanların yaşadıkları onların kişiliklerinde 6 ayı geçmeyen kısa süreli etkilerde bulunur. ilk örnek olarak da, çok neşeli keyifli bir adamın bir trafik kazası sonucu bacaklarını kaybetmesinin üzerinden 6 ay geçtikten sonra eski neşesine yeniden kavuştuğunu anlatır; ikinci örnek de nemrut ve suratsız bir adamın lotodan zengin olduktan altı ay sonra yeniden nemrut ve suratsız olduğudur. tabi baştan aşağıya sorunlu tespit, bilimin işsizliğinden, dünyada hiç başka ampirik araştırma konusu kalmadığından yapıldığını varsayabileceğimiz bir araştırmaya dair, yıllardır görmediği, gençken çok etkilendiği kadınla sohbet edebilmek için dile getirilen bir kaç söz... ama işte kendimizi ampirik nesne haline getirme konusundaki patolojik ısrarın sonucu, bazı filmlerden, böyle laflar akılda yer ediyor. işin kötü kısmı bilime ve yaşama dair getirdiğimiz en radikal eleştiri de bu çerçevede anlamlı. yani, belli bir zamanda insanın kendi düşüncesinin nesnesi haline gelmesi konusunda ne kadar laf üretilse de, bunların laf olduğu gerçeği değişemiyor. biliyoruz, ama yine de yapıyoruz

not: foto geçtiğimiz haftalarda kale'de yeni işyerimdeki bir arkadaş tarafından çekildi, pek sevdim. o arkadaş stajyerdi, şimdi ayrıldı. ona bu fotoyu paylaşarak güle güle demiş olalım... yolun açık olsun ö.