Cuma, Nisan 04, 2008

nisan'a düşen ilk post

"Tanrılar Sisyphos'u bir kayayı durmamacasına bir dağın tepesine kadar yuvarlayarak çıkarmaya mahkum etmişlerdi; Sisyphos kayayı tepeye kadar getirecek, kaya tepeye gelince kendi ağırlığıyla yeniden aşağı düşecekti hep. Yararsız ve umutsuz çabadan daha korkunç bir ceza olmadığını düşünmüşlerdi, o kadar haksız da sayılmazlardı."
Albert Camus - Sisyphos Söylevi

doli, geçenlerde yine böyle döktürürken, içini kemirenleri, bu şekilde bir giriş yapmış. iyi yapmış... bu yazıya da uyar diye düşündüm. ya da aslında tüm metinlerimizin başına bu alıntıyı koysak, yazdığımız dilekçelere, ödevlere, makalelere vs... çok doğrudan bir (öz)eleştiri niteliği taşımaz mı? aa bak yine coştum.

evet efendim kendimizden sıkılma havasından jet hızıyla coşkun seller gibi akma havasına geçiş yaptık. somut bir sebep bulunamıyor açıkcası, geldiler yine özetle. aynı anda bin olasılık aklımdan geçiyor, ve tuhaf umutlu vs geliyor olasılıklar. yani tabi olasılık. yine anlaşılmaz cümleler kuruyorum belli oldu, bu da böyle kendi kendinle konuş yazısı olacak.

bir yolunu bulup, kendime daha uygun bir istihdam olanağı yaratmalıyım. daha uygundan kasıt: reflü olmayacağım. arada sırada yaşadığımı hissedevileceğim bir şeyler.

kolera günlerinde aşk filmini izledim geçenlerde, galiba ben de, roman uyarlamalarını bir türlü beğenmeyen beğenemeyen kategorisine giren bir tipim. romanlara dokunmayınnnnnn

öyle işte. bu da pörtledi içimizden, yeni işler lazım yeni işler...

1 yorum:

doli incapax dedi ki...

o girişi gördüysen, bir kaç post altta, maksat dürtmek olsun da yaz diye, sobelendiğini de görmüşündür, mü?

internette çocuk istismarı mimin konusu.

hadi iyi geceler laiam