Pazar, Ocak 18, 2009

...düşülen not:185

geçtiğimiz 22 günü nasıl geçtiğimiz üzerine düşünmeye davet ediyor blog kullanma işi. her açışımızda en son ne zaman bir şeyleri not düşmeye değer bulduğumuzu hatırlatıyor. blog tutmaya başladığımızdan beri kaç kere, buraya not düşme ihtiyacı duyduğumuzu gösteriyor. sayılar bu kadar önemli mi? değildir umarım.

yeni işin yaşamıma yeniden soktuğu edebiyatı pek özlemişim. biliyorum hiç bir zaman kelimenin tam anlamıyla uzaklaşmamıştım. kelimenin tam anlamıyla uzaklaşmamış olmak, uzaklaştığımız gerçeğini değiştirmiyor tabi.

juli zeh, kendisiyle yeni tanıştım. almanya'nın genç romancılarından biri. üzerine yazmak için epey erken, ne de olsa tam olarak okumadım henüz. kötü tercüme ve bozuk türkçesine rağmen kitabın arkasında beni kendisine çeken pasajı buraya alıntalamalıyım. aslı erdoğan mı? o başka zamanlara kalsın. fonda "que sera" çalsın. ve biz geleceğimizi merak etmekten vazgeçemeyelim.

"avrupa'nın büyük bir bölümünün savaş yüzünden mahvolduğunun farkında mısın? sağ kalanlara ihanet edildi, aşağılandılar ve unutuldular."

bir de john berger, gazze'yi anlatsın. bizim kelimelerimiz bir türlü yetmezken.

Hiç yorum yok: