Pazar, Şubat 11, 2007

me you and everybody we know

başlık bir filmden çalıntı. bir aşk ilişkisinin tam anlamıyla tüm büyüsüyle sona erebileceğine hiç inanmadım bugüne dek. aslında yapmam gereken binlerce şey var şu anda. ya çok yorgunum dinlenebilmek için beynmim benimle oyun oynuyor ya da her neyse...hangi sebeple bunların yazıldığına dair yazarın da bir fikri yok yani. ilk cümleden devam edeceğim. hiç bir zaman aşk denilen şeyin bitebilir bir şey olduğuna, aşık olunanın bir değer ve anlam kaybına tam anlamıyla uğrayabileceğini, yani özetle ilk cümleyi tekrar etmek pahasına herhangi bir aşkın bitebileceğine inanmadım. bittiğini söyleyenlerin ya da bitebileceğini söyleyenlerin kendi hayatlarının devamı için bir yalana sarıldıklarını düşündüm. ve aslında bitmediği hatta her an tüm gerçekliği ile yeniden hayatın tamamını işgal edebileceği gerçeğinin bilincinde olduklarından ve bu durumun yan etkilerinden korktuklarından bu şekilde düşündüklerini ya da bu şekilde dillendirmeyi tercih ettiklerini varsaydım.
ama ilginçtir gerçekten bir aşk hikayesi tamamen bitebiliyormuş. bir insan eğer yaşama dair her şeyi bildiğini varsayıyorsa o zaman yanılıyormuş. malum olanı daha ne kadar yeniden ve yeniden keşfedeceğim, benim de bu konuda hiç bir fikrim yok. ama biraz şaşkın biraz saçma bir ruh haliyle keşfetmiş bulunuyorum ki, aşk biten bir şeymiş. ve bir kez nihayete erdiğinde onu diriltebilme potansiyeli katiyen yokmuş. ve bu aslında gerçekten bizlere yıllardır öğretilen katı gerçeğin en gerçek parçasıymış: her şey bir gün bitermiş. şimdi son cümle çok rahat aslında bu keşfin bende bir umutsuzluk yarattığı sonucuna götürebilir insanı. ama hayır tam olarak kastedilen bu değil . sadece şaşkınım epey şaşkınım.
bunları yazmak için bile bu kadar zaman gerekti. benm ya cidden bir terapiye ya da bu dünyanın tamamen değişmesine ihtiyacım var. neyse efendim görüldüğü üzere beş yaşımdan beri bana ısrarla söylenen dünyanın etrafımda dönmediği gerçeğini henüz kabullenememiş görünüyorum. ama en azından bunun gerçek olmadığını yani dünyanın etrafımda dönmediğinin farkındayım. ya ben çok yorgunum. yazmamak mı lazım bilmiyorum. yorgundan çok yıpranmışım demek daha doğru galiba. neyse efendim büyüme yolunda bir adım daha atıldı özetle. aşk bitebilen bir şeymiş kavrandı. üstelik benim gibi bunu kabul etmeme adına binlerce laf üretmiş, bir çok kez sadece bu saikle yola çıkmış ve aslında yaşamını bir yerde bunu kabul etmeme üzerine kurmuş bir insan için bile bitebiliyormuş. komik kısmı bu hikayenin tabi ki bunun tahmin edildiği kadar yakıcı ve acı bir gerçeği açığa çıkarmaması. aksine başka bir bakış açısıyla tam da aşkın bitebilir yeniden doğabilir bir şey olduğunun göstergesi olması. yani ya s. haklıysa...
yeni bir günlük sayfası açtmıştım aslında sadece alıntı olacaktı o sayfada ve başlangıçta çok iyi bir fikir gibi gelmişti. nedense elim gitmiyororaya. neyse efendim budur ruh halimin özeti: şaşkın kırgın ama umutlu...

Hiç yorum yok: